7 Ekim 2011 Cuma

Ekime Kadar

Lan ekimin 7si olmuş da ben bloga hala birşey yazmamışım bu ay. Vay amına koyim. Gerçi çoğunuz yazarsan ekime kadar yazmazsan sikime kadar demiş olabilirsiniz fakat buraya yazmak benim için oldukça önemli bir aktivite, lütfen, saygı duymayanlar arka kapıdan çıkabilirler.

Ne biçim orospu çocukları var dünyada yaa. Arkadaş halı saha maçı yapıyoruz, adam birşeye sinirlenip sövmeye başlıyor, sonra kavga girişiminde bulunuyor, sonra sahada sakinleştirmeye çalışanlara da sinirlenip sataşıyor, sonra da sahayı terkediyor. Ulan amına koduğumun çocuğu biz kişi başı 10 lira para veriyoruz oraya, bir de üstüne taksi parası veriyoruz, senin ne hakkın var maçımızı mahvetmeye. Son on beş dakikamızı oynayamadık senin yüzünden. Böyle ibnelerin halı sahalara girişi yasaklanmalı a dostlar. Hatta nefes almaları bile yasaklanmalı. Bu kadar atar yeter heralde bi kişi için. Son kez, amına koyim. Tamam sakinim.

Dersler yaldır yaldır geliyor üzerimize canlar. Deli gibi matematik ve programlama yüklemeye çalışıyorlar küçük beyinciklerimize(organ olan beyincik değil, küçük beyin anlamındaki beyincik). Kimi hocalar ruh halimize, piskolojimize de tecavüz ediyorlar resmen. Şimdiden fizik derslerine gitmeyi bıraktım mesela. Amına koyim ya hoca Türk, ama Rus aksanıyla İngilizce ders anlatıyor. Bir de saçma sapan şeyler söyleyip kötü adam kahkahası atıyor sınıfta. Gözümün içine bakıp sapık sapık gülüyor, sonra birden ciddileşip sosyal mesajlar vermeye başlıyor. Neyse ben bir garip öğrenciyim hocamı eleştirmek bana mı düşmüş. Adam ne yollardan geçip gelmiş buralara kimbilir. Ama bir söylenti var ki gerçek olmadığını düşünsem de katılıyorum arkadaş. "Fizikçilerin şahitliği kabul edilmiyormuş." Harbiden fizikçiler bi yerden sonra gerçekten kafayı yiyorlar sanırım.

Gelelim gönül işlerine. Eylül-Ekim arası geçiş dönemini de yine boş geçiyorum. Boş geçiyorum derken, beni terkeden arkadaşa hala zil zurna aşığım ve unutamıyorum amına koyim. Götüm de yemiyor tekrar yakasına yapışmaya. En çok korktuğum şeylerden birisi onu benim yüzümden üzgün görmek. Ama en çok korktuğum şey ne biliyor musun? Onu başkasıyla görmek. Bu iki zıt kutubun arasında da ben ne yapacağımı bilemeden.

Neyse. Şimdi uyumam lazım. Ama yatağımın üzerinde kırk çeşit kitap-defter ve yerde de boşaltmam gereken terli kıyafetlerimle dolu bir çantam var. Siki tuttum yine yani. Ha bir de duş almam lazım ki üstüne giyincem falan. Saat 4ü bulacak yani benim uyumam.

Toplamaya başlamadan önce size bu dönem okumam gereken ve şu an yatağımın üzerinde bulunan güzide kitapları bir saymak istedim. Niye ben de bilmiyorum.
1) Halide Edib Adıvar - Handan
2) Mavi Sürgün - Halikarnas Balıkçısı
3) Ayşe Sarısayın - Yorgun Anılar Zamanı
4) Attila İlhan - Ben Sana Mecburum

Edebi mühendis olucam olum ben, ehehe. Hadi şimdi zıbarın mk. İyi geceler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder